Kimi kaynaklara göre 1774’te, kimilerine göre ise 1777’de Bitlis’te doğup 1934 yılında İstanbul’da gözlerini yuman Zaro Ağa, ‘dünyanın en uzun yaşayan adamı’ olarak biliniyor. 160 (ya da 163) yıllık ömründe 10 padişah, 28 sadrazam, 1 cumhurbaşkanı, 5 başbakan, birçok savaş, 10 (rivayet odur ki, 13 ya da 29) evlilik gören, bunlardan 13 (başka bir kaynağa göre 36) çocuğu, sayısını hatırlamadığı kadar torunu olan Zaro Ağa, uzun yaşamı nedeniyle Türk ve dünya kamuoyunda büyük ilgi uyandırmış. Ömrünün son döneminde Amerika ve Avrupa’da gezilere çıkan Zaro Ağa, sıradan hiçbir insanın hayatının takip edilmediği şekilde takip edilmiş.
4 DİLDE BASTIRILIP DÜNYAYA DAĞITILDI
Torununun torununu görebilen, 105 yaşında üçüncü kez dişleri çıkan Zaro Ağa, önce Yeniçeri Ocağı’nda görev almış. Ocağın kaldırılmasından sonra inşaatlarda çalışmış, hamalların kahyası olmuş, ardından belediyede serhademeliğe getirilmiş, ölümüne yakın ise kapıcılık yapmış. Bir dönem de Kız Sanayi Nefise Mektebi’nde resim eğitimi alan öğrencilere modellik görevi üstlenmiş. Kendini asla ihtiyar olarak kabul etmeyen, esprili kişiliği nedeniyle basına bol bol malzeme veren Zaro Ağa’nın uluslararası şöhretinden yararlanmak isteyen Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti, Türk ürünlerinin yurtdışında satılması için bir reklam kampanyası organize etmiş. Ön yüzünde iki güzel yabancı kızla samimi pozlar veren Zaro Ağa’nın resmi bulunan bir kartpostal Macaristan’da dört dilde bastırılarak tüm dünyaya dağıtılmış. Kartın üzerine de, “Kim Zaro Ağa gibi Türk üzümü ve fındığı yerse, zeytinyağı ve İzmir inciri ile sindirim sistemini harekete geçirirse ve Türk tütünü içerse onun gibi o yaşlarda bile sağlıklı olur’ yazılmış.
MEDYADA HEP BAŞ KÖŞEYE OTURDU
Zaro Ağa’nın ününden yararlanmak isteyen tüccarlar zaman kaybetmeden harekete geçmiş. 1921’de Fransa’ya, 1925’te İzmir’e, oradan da İtalya’ya götürmüşler. Avrupa’daki ısınma turlarından sonra 1930’da da toplam 9 ay süren Amerika macerası başlamış. Zaro Ağa, ABD’de gazetelerin baş köşelerinde yer bulmuş. Binlerce kişi tarafından ziyaret edilmiş, sözleri büyük levhalar halinde duvarlara asılmış, New York’un en yüksek binasına çıkarılmış, Amerika’nın refahı ve mutluluğu için ona dua ettirilmiş, birbirinden güzel kızlar kucağına oturtularak fotoğrafları çekilmiş, röportajlarında dünyanın en yaşlı adamının dinçliğinin ve biraz da çapkınlığının altı çizilmiş. Onunla hatıra fotoğrafı çektirmek isteyenler 10, tokalaşıp öpmek isteyenler ise 15 dolar ödemiş.
BEYNİ, CİĞERİ, KALBİ ABD’DE İNCELENDİ
Burada bir de kaza geçirmiş. Gerek bu kaza, gerek yorucu seyahatten sonra zaten oradaki ticari görevi de biten Zaro Ağa, kendisine vaat edilen hiçbir şeyi alamadan 1931’de İngiltere’ye götürülmüş. Moth tipi hafif uçak kullanmış, yine haber olmuş. 1932’de elinde avucunda 5 kuruş olmadan İstanbul’a dönmüş ve inzivaya çekilmiş. 1934’teki ölümünün ardından uzun yaşamın sırlarını keşfetmek için beyni, ciğeri ve kalbi Amerika’ya incelemeye götürülmüş. Sonra iade edilmiş ama uzun yıllar sergilendikten sonra kaybolmuş. Hayatının birçok gününde karnını sadece ekmekle doyurmak zorunda kaldığı bilinen bir gerçek olsa da, nasıl bu kadar uzun yaşayabildiği araştırmalara konu olan Zaro Ağa’nın sırrı olarak çok sevdiği yoğurt, bulgur ve zeytinyağı gösteriliyor.