Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

Hikayenin iki kahramanından biri Figen Wiedemann… 1972 Almanya doğumlu. Türkiye’ye ilk gelişi 1984. İstanbul Üniversitesi Klasik Filoloji ve Arkeoloji mezunu. Aslında mesleğini severek yapmasına rağmen hayvan sevgisi çok daha ağır basmaya başlayınca çocukluk hayalinin peşinden gitmeye karar vererek doktora tezinin ortasında üniversiteyi bırakarak veterinerlik okumak üzere München Ludwig Maximilian Üniversitesi’ne geçiş yapmış. Almanya’da homoepatiye ilgi duyup alternatif tıp dalında da eğitim almış.

ARKEOLOJİDEN VETERİNERLİĞE

Eskiden yüzey araştırmasına çıktığında bölgenin flora faunasına ilgi duyarak özellikle köylülerden yerel bitkilerin kullanımı hakkında bilgi toplarken, şimdi hiç görmediği ülkelerin bile bitkilerini tanıyıp onları hayvan sağlığında nasıl kullanabileceğini öğrenmiş. Türkiye’ye kesin dönüşü 2013 yazında olmuş. Aslında Berlin Üniversitesi’nin İstanbul’daki bir projesine dahil olduğu için gelmiş. Ancak proje iptal edilince nedense dönmek istememiş. Önceleri kafasında Türkiye’de bir iş kurma fikri yokmuş. Ama sokaktaki canların hastalıklarına, açlıklarına, bitmek bilmeyen kene, pire sorunlara, onların sessiz haykırışlarına kayıtsız kalamadığı için Türkiye’de kalıp onlar adına bir şeyler yapmaya karar vermiş.

Ancak bunu da insanların maddi desteğini bağış ya da yardım olarak almadan başarmak istemiş. İşte tam bu sırada kısa bir tatil için geldiği ve aşık olup yerleşmeye karar verdiği Akçay’da yolu Taner Çakırbey’le kesişmiş. Malum, Akçay küçücük bir yer. Burada herkes bir vesile ile mutlaka bir araya gelip tanışıyor.

İşte onların ortaklığa uzanan arkadaşlıkları da böyle başlamış. Figen Hanım’ın sokaktaki hayvanlara kaynak yaratma çabalarına en iyi çözüm fikri Taner Bey’den gelmiş: Evcil hayvan sahiplerine doğal ürünler sunarak gelecek gelirden sokak köpeklerine imkan yaratmak…

MİTOLOJİDEN ESİNLENMİŞLER

Taner Çakırbey, 1979 Edremit doğumlu. Turizm ve eğlence sektörlerinde çalışmış. Sonra rahmetli babası Hayati Çakırbey’i örnek alarak onun yolunda ilerlemek adına ticarete atılmış. Ama bir taraftan da hayvan sevgisi hep ağır basmış. Figen Wiedemann’la kafa kafaya verip, “Patili dostlarımız için faydalı neler yapabiliriz?” düşüncesiyle günlerce çalışmalar yaptıktan sonra ellerinin altındakien sağ doğal ‘zeytinyağı’nı değerlendirme fikri oluşmuş. Kısacası, antiseptik ve antiparaziter özelliği antik çağlardan beri bilinen ve çeşitli rahatsızlıklarda (özellikle dermatolojide) kullanılan zeytinyağından şampuan geliştirme fikri işte böyle doğmuş. Firma adı olarak Edremit’in antik çağdaki isimlerinden biri olan ‘Adramys’in başına ‘Naturalis’i ekleyerek ‘Naturalis Adramys’i seçmişler. (Tabii bu tercihte Figen Hanım’ın arkeoloji geçmişi de etkili olmuş!) İlk ürünlerine de sokak hayvanlarına hem maddi kaynak sağlamak, hem de deri hastalıklarını iyileştirme çabalarından dolayı ‘Perfect Wash’ ismini koymuşlar.

TADINA SİZ DE BAKABİLİRSİNİZ

Diyorlar ki: “Biz Türkiye’nin ilk, hatta bu saflıkta dünyanın tescilli ilk zeytinyağlı kedi ve köpek şampuanını yaptık. Çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. Her zaman kendimizle yarış halindeyiz. Söyler misiniz, yeşil altınla yıkanmaktan daha keyifli bir banyo olabilir mi?”

Peki, bununla yetinmişler mi? Sokak hayvanlarına yardımı ciddi boyutlara taşıyabilmek için ikinci bir atılım gerekince kendi köpekleri için pişirdikleri kurabiyeleri önce çevrelerindeki hayvan dostlarına, daha sonra da internet üzerinden tüm Türkiye’ye sunmuşlar.

“Barfers tamamen organik malzemelerden üretilen yulaf ağırlıklı sağlıklı ödül kurabiyeleri.. İçeriğinde sadece insan sağlığı için izin verilen ürünler var.

Dolayısıyla tadına bakmanızda hiçbir sakınca yok” diye de ekliyorlar.

Zeytinyağını can dostlar için de düşünenlere ve kullananlara selam olsun!