Bu kez farklı bir konuyla karşınızdayım: Zeytin ve zeytinyağı… Dalında çok önemli bir ismin görüşlerini aktaracağım. Edremitli okuldaşım, dostum, kardeşim Müjdat Tüzün aracılığıyla bağlantı kurduğum Selin Ertür’e sorularımı ve yanıtlarını paylaşacağım.
(yazı buradan başlıyor)
Öncelikle, uluslararası yarışmalarda seçici kurul üyeliği yapan, seminerler veren, yurtiçinde eğitimlerde ön plana çıkan Selin Ertür’ü tanıtmak isterim:
DÖRDÜNCÜ KUŞAKTAN BİR UZMAN
“Selin Ertür, Balıkesir Edremit’te dördüncü kuşak bir zeytinyağı üreticisi, uluslararası zeytinyağı eksperi ve zeytin çiftçisi. İtalya Toscana’da yetişmiş 20 yıllık bir oleolog. Eksperlik yetkisi ve lisansı İtalyan Tarım Bakanlığı ve Toscana bölgesinden resmi olarak onaylı. (Oleolog: İşlediği zeytini mükemmel bir kalitede, tat ve koku ile bağlantılı bütün duyguları artırarak ve çeşitlendirerek üretebilen kişi. Ayrıca oleolog tek veya farklı tiplerdeki zeytinlerden çıkan yağları sınıflandırabilen, uygun yiyeceklerle iyi eşleştirebilen ve bu uyumu sağlayabilen kişi. Kısacası, ‘zeytinyağı eksperi’ denebilir.)”
BİR BİLGİ-BİLİNÇ ÖRNEĞİ: İTALYA
* Zeytin, zeytinyağı bilinci, eğitimi nasıl yaygınlaşabilir?
– Türkiye’de zeytinyağını üreten bölge tüketiyor. Son yıllarda sağlıklı yaşam eğilimiyle tüketim biraz arttı. İtalya’da ilkokuldan itibaren eğitim kurumlarına numunelerle gidilip, ‘İyi bir zeytinyağı nasıl olmalı?’ diye seminerler veriliyor. Çizgi filmle üretim aşamaları gösteriliyor. Çocuklar üretim yerlerine ziyarete gidiyor. Bilgi ve bilinç çok gelişmiş.
YÜKSEK MALİYET CAYDIRIYOR
Türkiye’de öncelikle zeytin çiftçisi, makinistler, yağhane sahipleri, teknik elemanlar oradan gelecek uzmanların bilgileriyle cilalanmalı, üretim kalitesi yükseltilmeli. Burada üretilen yağların yüzde 95’ i bana göre kusurlu. Çok daha yüksek kalitede yağ üretilebilir ama zeytinin çok meşakkatli olması ve maliyetler yüzünden uğraşılmak istenmiyor. Edremit’te iki yıllık zeytincilik yüksekokulu var. Birkaç sene önce gençlerin tercih etmediği, ‘öğrenci yok’ diye kapatılmak istendiği konuşuluyordu. Maalesef kimse tarımla ilgilenmek istemiyor.
BU ŞARTLARDA SÜRDÜRÜLEMEZ
* Zeytin, zeytinyağında nasıl bir politika izlenmeli? Yanlışlar neler? Üretici nasıl korunmalı?
– Türkiye’de devlet zeytine yıllardır 1 kiloda 15 kuruş, zeytinyağına ise 80 kuruş prim veriyor. Hiçbir masrafa kesinlikle yetmiyor. En az kilo başına prim hem yağda hem de zeytinde 40-50 lira olmalı. Bu şartlarda zeytincilik sürdürülemez. Mümkün değil. Ayrıca zeytin hırsızlıkları çok. Üretici zeytinini toplayamadan ürünü çalınıyor, daha fazla önlem gerek. Dökme zeytinyağı ihracatı yasaklandı. Acilen yeniden başlaması lazım. Markalı zeytinyağı ihracatı için ayrıca yardım gerek. Avrupa Birliği’ne üye olmadığımız için örneğin İtalya’daki alıcı Türkiye’den dökme yağ alırsa ek vergi ödemek zorunda. Bu durum fiyatı artırdığı için Yunanistan’dan yağ alıyor.
FİYATLAR ARTIK DÜŞMEYECEK
2023 tüm dünyada ‘yok yılı’ idi. Küresel ısınmadan dolayı zaten zeytinin ‘var’ ve ‘yok’ yılı birbirine karıştı. Fiyatlar İtalya, İspanya, Yunanistan, Portekiz’de çok arttı. Türkiye’de de düşmeyecek. Bu sezon hem ürün yoktu hem de üretim maliyetlerimiz çok yüksekti. Diğer ülkelerle kıyaslarsak Türkiye’de yağ ucuz kalıyor. İtalya’daki resmi bir kurumla birlikte yağ borsasını her hafta takip ediyorum. Özelliği olan, yüksek kalite yağların kilo fiyatı İtalya’da 22-25 euro.
STOK YETERLİ, SIKINTI OLMAZ
UZZK (Ulusal Zeytin Zeytinyağı Konseyi) Başkanı Mustafa Tan’a göre geçen seneden devreden yaklaşık 150-200 bin ton zeytinyağı stokumuz var. Tan, İtalya ve İspanya’nın ellerinde devir stoku bulunmadığını, bizim stoklarımızın iyi düzeyde olduğunu söylüyor. ‘Bu yılki üretimimizi yurtiçinde tüketsek ve devir stokumuzu ihraç etsek bile yine kardayız, sıkıntı yaşamayız’ diyor.
SAHTECİLERE DİKKAT EDİLMELİ
* Tüketici nasıl korunmalı?
– Bu yıl artan fiyatlar yüzünden farklı şehirlerde 10-20 ton gibi büyük miktarlarda sahte yağlar yakalandı. Tüketici, bildiği-güvendiği markalardan ve üreticilerden yağ almalı. Zeytinyağı yapısı itibariyle katkıyla aldatılmaya çok müsait. Farklı yağlar ve maddelerle karıştırılıyor.
TÜKETİM MUTLAKA ARTIRILMALI
* Tüketim nasıl yayılmalı?
– Kişi başı yıllık tüketim İtalya‘da 15, Yunanistan’da 22, İspanya’da 13 kilo. Türkiye’de ise 1 kilo gibi. Bu sene her şeyde olduğu gibi zeytinyağı alımında da artan fiyat yüzünden tüketim düştü. Ülke içinde zeytinyağı tüketimi ve alışkanlığı artarsa diğer bitkisel yağların ithal edilmesine gerek kalmaz. Döviz içeride kalır. Yeterince zeytin ağacımız var. En sağlıklı yağ zeytinyağıdır. Dünya açlık ve susuzluk krizine giriyor. En dayanıklı ağaç zeytin ağacıdır. Hem meyvesi hem yağı ile yüzyıllar boyu insanoğluna bakar.
(kutu)
KENDİ ÜRÜNÜMÜZÜ PAZARLAYALIM
* Yoğun dikim sistemi nedir? İthal zeytin çeşitleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
– Türkiye’de yoğun dikim sistemini ve bu sistemdeki zeytin çeşidini tasvip etmiyorum. Türkiye, yerli zeytin çeşitlerini öne çıkararak kaliteli yağlar üretmeli ve dış pazarda pazarlayabilmeli. İthal çeşitlere ihtiyacımız yok, yeter ki zeytinci desteklensin.
KURALSIZ YARIŞMALARLA
ÖDÜL ALMAYAN YOK GİBİ
* Son zamanlarda karşımıza çok miktarda yarışma ödüllü zeytinyağı markaları çıkıyor. Ne dersiniz?
– Türkiye’de kuralsız zeytinyağı yarışmaları yapılıyor. Memlekette ödül almayan yağ neredeyse kalmamış durumda. Ciddi ve zor olan yarışmalara, bu bol ödül dağıtan yarışmalar çok zarar veriyor. UZZK, ben ve Edremit’teki bazı üreticiler tüm resmi makamlara, bakanlıklara üreticileri ve tüketicileri korumak adına şikayetlerimizi bildirdik.
SONUÇ OLARAK KÜRESEL ISINMA VE KURAKLIK KOŞULLARINDA ÇİFTÇİNİN ÇOK DESTEKLENMESİ VE TARIMIN SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR MODEL HALİNE GETİRİLMESİ GEREKİR.”
Vakıflar’ın Edremit’teki zeytinliğinde anıt ağaçlarından birine dikkat çeken Selin Ertür, 750 ile bin yaş arasında olduğunu söylüyor.