Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

Mehmet Zeynel Önder, işin kolayına kaçmamış, her şey yetiştirebilecekken zeytini seçmiş. Sonsuz sabır ve emekle bugünlere getirmiş. Şimdi, üçüncü neslin işe dahil olmasıyla, adını bir tarih hazinesi olma özelliği de taşıyan bahçelerinden alan ‘Antique Oliva’ ile Çukurova’nın lezzet ve bereketini dünyaya tanıtıyor.

Çukurova, Anadolu’nun bereket diyarı… Akdeniz’in mavisiyle, Toros Dağları’nın heybetiyle selamladığı bu topraklar onu işleyen her ele, dökülen her alın terine tüm cömertliğini sunmuş. İşte, Önder ailesi de tam üç kuşaktır, damıttıkları bilgi miraslarıyla, bereket fışkıran topraklardaki bahçelerinde ekip biçiyor ve elde ettikleri en güzel hediyeleri ‘Antique Oliva’ markasıyla lezzet tutkunlarının beğenisine sunuyor.
Antique Oliva’nın öyküsü, Adana Ceyhan’ın Isırganlı köyünde yer alan 200 dönümlük arazinin aileye geçmesi ile 1987’de, yani Nur Önder Ergun’un doğumuyla başlamış. Zirai ilaç satıcısı olan dede Necmettin Önder’den sonra halihazırda uzun süredir zeytincilik yapan baba Mehmet Zeynel Önder’e geçen arazide sürekli olarak ürün geliştirme ve mahsul kalitesinin artması adına birçok çalışma yapılmış. Sadece Adana ve çevresinde değil, Ege’de ve yurtdışında, Azerbaycan’da da büyük iştiraklerin geliştirilmesi Mehmet Zeynel Bey’in sayesinde olmuş.
SONSUZ SABIR VE EMEĞİN ÜRÜNÜ
Malum; Çukurova, dünyanın en bereketli, topraktan en yüksek verimin alındığı yer. 200 dönümlük arazide her şey yetiştirebilirmiş ama Mehmet Zeynel Önder zeytini seçmiş. Sonsuz sabır ve emekle bugünlere getirmiş. Nur Hanım, “Bugün Antique Oliva var olduysa, babam Mehmet Zeynel Önder’in zeytine olan inancını asla yitirmemiş olması sayesindedir. Geçtiğimiz yıl bu bereket dolu mirasın artık üçüncü nesle devredilmesi söz konusu olduğunda, büyüklerimizden öğrendiklerimizi uygulama zamanı bize geldi. Uzun süre İstanbul’da büyük şirketlerde marka yöneticiliği yaptıktan sonra aile şirketinin üçüncü nesil temsilcisi olarak bayrağı devralmış bulunuyorum. Babamın rehberliğinde, eşim, kardeşim ve diğer büyüklerimizle beraber sıkı çalışmaya devam ediyoruz. Onun tecrübeleri bizim için çok kıymetli. Bir yandan da yenilikçi, teknolojik ve katma değere sahip fırsatları yakından izliyoruz. Bir aile şirketi olduğumuz için her birimize yeri geldiğinde bir görev düştüğü oluyor” diyor.
TÜRKİYE’NİN EN SULAK ARAZİSİ
Evet, ailenin zeytinliği Türkiye’nin en verimli ve sulak arazilerinden Adana Ceyhan’da, Yılan Kalesi’ne 10, Anavarza’ya ise 12 kilometre uzaklıkta kalan Isırganlı köyünde. 200 dönümlük tek bahçede 7 bin 200 civarı ‘Gemlik’ çeşidi zeytin ağacı bulunuyor. Üretim kapasitesi iklime bağlı olarak ortalama 100 ton. Sıkımı kendilerine en yakın yağhanede yaptırıyorlar. Ancak kendi dolum tesislerine sahipler. Tüketicilerle Türkiye’nin farklı yerlerindeki restoranlarda, gurme marketlerde, online pazar yerlerinde, antiqueoliva.com’da ve Instagram’da buluşuyorlar. Nur Önder Ergun, üçüncü nesil olarak en iyi mahsulü dünya standartlarında üretebilmek için canla başla çalışmaya devam ettiklerini paylaşırken, şu eklemeyi de yapıyor:
AKDENİZ’DE DE İYİ YAĞLAR VAR
“Üretimin yanı sıra birinci sınıf zeytinyağının sadece Ege’den değil, Akdeniz’den çıkabileceğine ilişkin iletişim çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. Bahçemizin Ceyhan’da olmasının bir diğer avantajı ise Ceyhan zeytinyağının 2022’den bu yana coğrafi işarete sahip olması. Bu nedenle sadece bir emtia olarak değil, katma değeri olan bir zeytinyağına da sahip olduğumuz gerçeğiyle sorumluluğumuz her geçen gün daha çok artıyor.
Zeytinin ana vatanı olan Akdeniz’in bu minvalde daha çok tanıtılması için üstlendiğimiz sosyal sorumluluk sayesinde çok farklı yerlerden taleplerle karşılaşıyoruz. Öncelikli olarak İsrail, İngiltere ve İspanya üzerinde çalışmalarımız olacak. Kısa sürede Antique Oliva’yı dünyanın farklı yerlerinde görebileceksiniz. Zeytin, Akdeniz’in hayat ağacıydı. Hep de öyle olmaya devam edecek. Antique Oliva ailesi olarak sürekli bu konunun altını çizmeye devam edeceğiz. Zeytinin hepimize öğretecek bir şeyi var.”

(kutu)
HER ŞEY HAZIRDI, ONLAR SADECE RESMETTİ
Antique Oliva’nın tescillenmiş marka hikayesinde Nur Hanım’ın ve kardeşinin çocukluğu var. Şöyle anlatıyor: “Bahçemiz Yılan Kale’ye 15, Anavarza Kalesi’ne 25 km mesafede. Hemen yanı başında bir kral tümülüsü yer alıyor. Çocukluğumuzda, her bahçe ziyaretimizde mutlaka topraktan bazı antik seramik parçaları bulup bir kasede biriktirirdik. Uzun süren markalama sürecinde bizim için en kolay kısım isim ve mozaik deseni yaratmak oldu. Çünkü her şey aslında hazırdı, sadece resmetmemiz gerekti. Oldukça yetenekli bir ekiple ortaya nefis bir iş çıkarmayı başardık. Zeytinyağına ek olarak, doğal gurme ürünleri sattığımız ‘Antik Pazar’ markamızda Adana usulü geleneksel güneşte kurutulmuş domates ve biber salçaları, bitkisel özlerle geliştirdiğimiz kabak lifli sabunlar da bulunuyor. Kısa sürede gurme zeytinler, turunç ve çıtır kabak gibi yöresel reçeller de satılıyor olacak.”