Bu öykünün kahramanı emekli bir sınıf öğretmeni. 58 yaşında. Çanakkale’de yaşıyor. ‘Zeytinin Türküsü’ adıyla butik zeytinyağı üretiyor. Bu işi iyi yapabilmek için 2015’te Balıkesir Üniversitesi Edremit Meslek Yüksekokulu Zeytin ve Zeytin İşleme Teknolojileri Programı’na kayıt yaptırmış. 2 yıl her gün Çanakkale’den Edremit’e geliş gidiş 260 kilometre yol yaparak okumuş. 2017’de de birincilikle mezun olmuş.
Mustafa Öz’ün yolculuğu aslında çocukluğunda Aydın Nazilli’de dedesine ait zeytin bahçelerinde başlamış. Sabahları eşeğin semerine asılmış iki kasaya 4 tane 18’lik teneke koyar, içlerine kovayla kanaldan çektiği suları doldurur, dik yamaçları zor bela tırmanarak fidanlara ulaşıp can sularını verirmiş. Gizli saklısı yok, o zamanlar rahmetliye kızarmış. “Başka torunun yok mu, niye hep beni götürüyorsun?” dermiş. Şimdi geriye dönüp baktığında ise, “Bir bildiği varmış demek ki!” diyor. Dedenin ölümünden sonra bahçe kardeşler arasında bölüşülmüş. Onlar, hem kendi paylarında, hem de kiraladıkları bahçelerde üretime devam etmişler. Ancak babası memurlukla beraber götürememiş, bir süre sonra bırakmış. Mustafa Öz de ilkokul öğretmeni olarak ilk yıllarında Doğu’ya tayini çıkınca bu işten tamamen kopmuş.
HER GÜN 260 KM YOL YAPTIM
“1986’da tayinim Çanakkale Yenice’nin Çiftlik köyüne çıktı. Hafta sonları Edremit’e gezmeye giderdim. Emekli olunca Edremit’e yerleşmeye ve çocukluğumda istemeye istemeye aileme yardım ettiğim zeytin işiyle uğraşmaya karar verdim. 2007’de emekli oldum. Bir gün, Ağrı’da görev yaparken tanıştığım, kendisi Sivaslı, eşi Giresunlu olan arkadaşım ailesiyle ziyaretime geldi. O zamana kadar hiç zeytinyağı tatmamışlar. Giderlerken zeytin ve zeytinyağı çeşitlerinden oluşan bir koli hediye ettim. Çok beğenmişler. Hem kendileri, hem de arkadaşları için sipariş vermeye başlayınca mahcup olmamak için, ‘Kaliteli zeytinyağı nasıl olur?’ diye araştırmaya başladım. Karşıma Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi, Edremit Meslek Yüksekokulu Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı ile aynı okulun bünyesinde bulunan Zeytincilik Enstitüsü ve Zeytindostu Derneği çıktı. Birçok eğitime katıldım. 2 yıl her gün Çanakkale’den Edremit’e geliş gidiş 260 kilometre yol yaparak okuduğum okulumdan da 2017’de birincilikle mezun oldum. Okula devam ederken aynı zamanda ‘Bir usta bin usta’ projesiyle okulumuzda açılan geleneksel sabun kurslarına katıldım. Zaman zaman sıcak ve soğuk sabun yaparak eşe dosta dağıtıyorum. Aynı zamanda tıbbi ve aromatik bitkilere merakım var” diyor.
KIYMETİNİ HİÇ BİLMİYORUZ
Nazilli’de dededen kalma zeytinliği uzak geldiği için akrabalarından birine veren Mustafa Öz, zeytinleri Edremit Körfezi’nin denize bakan yamaçlarında anlaştığı üreticilerden aldığını söylüyor, “Bu yıl Edremit cinsi zeytinin yanında, Milas’ta bulunan emekli öğretmen arkadaşlarımın memecikleri ile Nazilli’deki akrabalarımızın çekiştelerini de değerlendirmeyi düşünüyorum. Böylece yıllık 4 ton olan kapasitemi en az 10 tona çıkarmayı hedefliyorum. Planlarım arasında kendi butik tesisimi kurmak da var” diye konuşuyor. Zeytin&zeytinyağının çok emek ve bilgi isteyen bir uğraş olduğuna dikkat çeken Mustafa Öz, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Bugün başka iş kollarında yeterlilik belgesi olmadan iş yapamıyorsunuz. Ama zeytinyağında böyle bir şey yok. Zeytin üretilen bölgeler de dahil olmak üzere birçok üretici ve satıcı, atadan, dededen veya kulaktan dolma bilgilerle bu işi yapıyor. Ve ne yazık ki, kendini geliştirmiyor. Bir de bunların ağzı iyi laf yapıyorsa tüketiciyi çok rahat yanlış yönlendirebiliyorlar. Zeytinyağı üreten ender ülkelerden biriyiz. Elimizde altın değerinde bir ürün var. Ancak kıymetini bilmiyoruz. Kusurlu üretiyoruz. Kaliteli üretsek bile depolama ve ambalajlama hatalarından dolayı yağ kusurlu hale geliyor. Bunun yanında son yıllarda çok iyi yağ üretip hem ulusal, hem de uluslararası yarışmalarda ödül alan yağlarımız var. Diğer üreticilerin de bunları örnek alarak ülkemiz adına daha fazla ödüllü yağlar üretmesini sağlamalıyız.”
Esin kaynağım müzik
Tek markam var: Zeytinin Türküsü. Marka bulmakta epey zorlandım. Amatör olarak müzikle uğraşıyorum. Türkülerimiz yaşanmış acıları, sevinçleri, ayrılıkları, hasretleri, kavuşmaları, kahramanlıkları ve doğayı anlatır. Ben de buradan yola çıkarak için markamı ‘Zeytinin Türküsü’ olarak seçtim ve tescil ettirdim. Logo tasarımı konusunda da Zülfikar Fidancı yardımcı oldu.
Mustafa Öz bugüne kadar sadece bir kez yarışmaya girmiş. Zeytindostu Derneği’nin 9’uncu Ulusal Zeytinyağı Kalite Yarışması’nda gümüş madalya almış.
Tempo Organizasyon
Zeytinin Türküsü
Edremit