Onlarınki 1922’de başlayan dördüncü nesil bir zeytin tecrübesi… Marmara’da başlayan hikaye, Ege’ye yayılarak devam ediyor. İki markaları var. Biri, tecrübelerinin köklerinden gelen, ilk zeytin ağacını diktikleri Bilecik’in Sarmaşık köyünün Latince karşılığı olan ‘Hedera’. Diğeri ise İzmir Bayındır’a bağlı Furunlu’da hayat bulan ‘Contus’.
Mitolojide, Zeus’un, insanlığa en değerli hediyeyi sunan tanrı veya tanrıçanın, kurulan yeni şehrin hükümdarı olacağını ilan ettiği rivayet edilir. Bunun üzerine denizler tanrısı Poseidon, üç başlı mızrağını denize savurur, mızrak güçlü ve hızlı bir ata dönüşür. Ardından Zeus’un kızı, bilgelik ve güzellik tanrıçası Athena, ‘Contus’ isimli mızrağını yere saplar ve mızrak bütün dünyaya yayılacak zeytin ağacına dönüşür. Athena, yenilen Poseidon’un öfkesini dindirmek için zeytin ağacından kırdığı bir dal parçasını ona uzatarak barışı sağlar. Yani barışı simgeleyen zeytin ağacı, savaşı simgeleyen atı mağlup eder. Ve buradan Akdeniz coğrafyasına yayılarak bin yıllardır insanlara sağlık ve lezzet olarak hizmet etmeyi sürdürür.
NESİLDEN NESİLE AKTARILAN MİRAS
Adıyaman ailesinin zeytinle hikayesi de büyük dede Ahmet Efendi’nin henüz 14 yaşındayken Bilecik’in Sarmaşık köyünde başlamış. Oğlu Hüseyin Adıyaman’ın anlattığına göre bir ağaçtan 3 küfeye kadar mahsul topladıkları olurmuş o dönemler. Sonrasında Hüseyin Bey, hem zeytin bahçelerinin, hem de ağaçların sayısını artırmış, ancak bölge zeytin çeşidinin doğası gereği sofralık zeytin olarak satılmaya devam etmiş. Talihsiz bir kaza sonucu 2021’de vefat eden Hüseyin Adıyaman’dan sonra sorumluluğu yıllardır butik olarak sofralık zeytin-zeytinyağı ticareti yapan oğlu İsmail Adıyaman ele almış. İsmail Bey’in gelini Tuba Hanım da bankacılık sektöründen ayrılarak bu sağlık deposu olan ve kıymetinin hala tam olarak anlaşılamadığını düşündüğü zeytinyağını daha kurumsal bir yapı içinde sağlığa ve lezzete aynı anda önem veren kişilere ulaştırmak için çalışmaya başlamış.
TOPRAKTAN SIKIMA HER ŞEY ORGANİK
İhracat odaklı çıktıkları bu yolda iç pazarda da çalışmaya karar vermelerini sağlayan birtakım gelişmeler olduğunu söyleyen Tuba Adıyaman, “Fizibilite aşamasında İzmir Bayındır’a bağlı Furunlu’da da mükemmel bir potansiyel keşfettik. Şu an üretimimizi, topraktan sıkımın son aşamasına kadar ETKO tarafından organik olarak sertifikalanan, sıkım tesisini de içinde bulunduran bir zeytin bahçesinden gerçekleştiriyoruz. Tek bahçeden ve butik olarak gerçekleştirdiğimiz üretim hacmimizin yıllık ortalama 5-6 ton civarında olduğunu söyleyebiliriz. Yavaş tarım ile bio çeşitliliğe zarar vermeden toprağın bize verdiklerini soğuk sıkım yöntemiyle filtrelenmemiş olarak nihai tüketiciyle buluşturuyoruz. 18 derece krom çelik tanklarda gün ışığı ve oksijene maruz bırakılmaksızın şişeleme işlemini gerçekleştiriyoruz” diyor.
HEDEF BİLECİK’TEN MARKA YARATMAK
Şu anda Sarmaşık köyünde kendilerine ait ‘Tirilye’ çeşidi zeytinliklerden elde ettikleri ürünleri ‘Hedera’, Furunlu köyünde organik tarım yaptıkları ‘Memecik’ çeşidi zeytinlerden ürettikleri ürünleri de ‘Contus Gourmet’ markasıyla tüketicilerin beğenisine sunduklarını Aktaran Tuba Hanım, sözlerine şöyle devam ediyor: “Markalarımızdan ‘Hedera’ hikayenin başladığı ‘Sarmaşık’ köyünün Latince karşılığına denk geliyor. ‘Contus’ ise zeytin ağacının mitolojik hikayesinden esinlenilerek belirlenen bir marka. Başka bir deyişle markalarımızın biri zeytinin, diğeri bizim hikayemizin başlangıcını ifade ediyor. Hedefimiz, 100 yıllık tecrübe mirasıyla, aynı zamanda yeni yeni kurumsallaşma süreçlerine giren işletmemizin vizyonuyla, henüz ulusal bir marka çıkaramamış Bilecik bölgesinin zeytinlerini kullanarak bir marka yaratmak. Ve bu markayla hem ulusalda, hem de yurtdışında büyük ölçekli ticaret yaparak bölgenin ve ülkenin ekonomik gelişimine katkı sunmak.”