Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

Dr. Celletti’ye göre iyi kalitede zeytinyağı üretmek bir kültür ve teknoloji meselesi. Türkiye yakında İspanya ve İtalya’yı geçecek. İyi bir zeytinyağının pahalı olduğu düşüncesi de yanlış. Şef Wilco van Herpen, Türkiye’deki çeşit ve tadın dünyanın hiçbir yerinde olmadığı düşüncesinde. Özgür Aşçıoğlu, kızartmaların kralının zeytinyağı olduğuna inanıyor. Gıda mühendileri Prof. Sedef Nehir El, Yrd. Doç. Fahri Yemişçioğlu ve Serap Akyol, “Zeytinyağı ‘sağlık’ demektir” diyor.

ÜNLÜ İTALYAN GURME DİYOR Kİ:

Çok yakında İspanya

ve İtalya’yı geçecek

Dr. Gino Celletti: İyi kalitede zeytinyağı üretmek kolay bir iş değil. Şans eseri de yapılabilecek bir şey değil. İyi kalitede üretmek bir tutum meselesi ve çok fazla iş gücü gerektirir. Zeytinin kalitesi pek çok unsurdan gelir ve eğer yeterli özen gösterilmezse kalitesi düşebilir. İşte bu noktada kaliteli bir zeytinyağı üretmek kültür ve teknoloji meselesi. Buradaki kültür, üretim ve sahip oldunan değerlerle alakalı bir süreç. Satın alınamaz, bu konuda emek harcayıp öğrenmek lazım. Ağaçlardaki birçok yeşil zeytin içinde tek bir siyah zeytin görüldüğünde onun ne almana geldiğini biliyor olmak gerek. Bu, hasat zamanının geldiğini gösterir ve zincir buradan başlar. Eğer zeytinliklerde birden fazla siyah zeytin oluşmaya başladıysa geç kalınmış demektir ve zincirdeki kalite daha başlamadan biter. Zamanında gerçekleşen hasatların kaliteli zeytinyağına dönüştürülebilmesi için de iyi bir teknolojiye ihtiyaç var. En üst teknolojiyi kullanıyor olmak lazım. Bir zeytinyağının sızma olarak adlandırılabilmesi için hiçbir kusurunun olmaması gerekiyor. Zeytin yetiştirirken, toplarken, olgunlaşma esnasında, nakliyede, yoğurmada, filtrelemede, stoklamada akla gelebilecek üretimin herhangi bir aşamasında yaşanan sorun zeytinyağında kusura sebep olur. Türkiye oldukça fazla ve çeşitli üretim yapıyor. Kalite olarak da son dönemde yükselişe geçti. Bu şekilde devam ederse Türkiye’nin üretimde İtalya ve İspanya’nın önüne geçmesi şaşırtıcı olmaz. Çünkü üretim çok iyi, kalite mükemmel, çeşitlik de çok fazla. Teknoloji de kullanılıyor. Bazı küçük hatalar var sadece. Bölgesel üreticilerin kendilerini biraz daha eğitmeleri gerekiyor. Çünkü zeytinyağı meyve suyu gibi değil, biyokimyasal bir ürün. Onu doğadan aldığınız gibi tüketemiyorsunuz. Yapısıyla oynuyor, ama yine başka bir organik ürün açığa çıkarıyorsunuz. Tüm bu süreç dikkate alındığı zaman bence Türk üreticiler dünyadaki en iyi zeytini üretecek. İtalya veya İspanya’da bir restorana gittiğinizde zeytinyağını siz sormadan servis ederler. Pek çok çeşidini önünüze sunup, ‘Etinize hangisini eklemek istersiniz?’ ya da ‘Tabağınızda hangisinin servis edilmesini istersiniz?’ diye sorarlar veya yiyeceklerinizle bir eşleşme yaparlar. İspanya’da sabahları anneler çocuklarına ekmek, domates ve zeytinyağı yedirir. Türkiye’de de bu noktada sadece üretim değil, zeytinyağı tüketim alışkanlığının da yayılması lazım. İyi bir zeytinyağının pahalı olduğu düşüncesi değişmeli. Çünkü iyi kalitede bir zeytinyağından çok az miktarda kullanmanız yemeklerinizi bambaşka bir tada dönüştürür. Bunun yanında faydaları saymakla bitmez. İyi bir zeytinyağı uzun ve sağlıklı yaşamın sırrıdır. Modern çağ hastalıklarına yakalanma riskinizi minimuma indirir. Eğer kaliteli bir zeytinyağı kullanırsanız hayatınızı değiştirirsiniz. Hem üreticilerin, hem de tüketicilerin bu bilinçle hareket etmesi lazım.

ŞEFLER DİYOR Kİ:

Türkiye’deki tür ve

tat hiçbir yerde yok

Wilco van Herpen: Hollanda’da çalışırken zeytinyağlarımızı İspanya, Portekiz, İtalya, Tunus gibi yerlerden getirirdik. Türk zeytinyağı nedir bilmezdik. Aynı şekilde zeytin de öyleydi. 3-4 çeşit zeytin bilirdik. 20 yıl önce Türkiye’ye geldiğimde ise 30-40 çeşit zeytin gördüm, inanılmaz şaşırdım ve ülkemde bunun bilinmiyor oluşuna üzüldüm. Zeytinyağı çok enteresan bir gıda çeşidi. İster salatada, ister yemekte, ister kızartmada kullanabiliyorsunuz. Sağlıklı olmasının yanında yemeklerde çok güzel tat ve koku izleri bırakıyor. Gerçekten çok seviyorum. Yeşil bir altın bana göre, o kadar değer veriyorum. Bence Türkiye’nin zeytinyağı dünyada lider olabilir. Olması lazım. O kadar güzel ve kaliteli yapıyoruz ki… İtalya ya da İspanya’nın bizden önce gelmesine üzülüyorum. Bizdeki çeşit ve tat dünyanın hiçbir yerinde yok. Kaliteli Türk zeytinyağı bilincini tüm Avrupa’da duyurmalıyız.

 

Fransızlara göre

kızartmanın kralı

Özgür Aşçıoğlu: Zeytinyağının kokusundan dolayı tatlılarda kullanınca bir önyargı söz konusu olmasına rağmen büyük bir aroma zenginliği katıyor. Aynı zamanda ömrünü uzatıyor. Zeytinyağlı tatlılar diğer yağlarla yapılanlara göre daha dayanıklı. Sadece tatlılar değil, zeytinyağıyla yapılan tüm yemeklerin tadı çok daha lezzetli oluyor. Fransızlar, ‘Kızartmaların kralı zeytinyağı’ der. Çok haklılar. Çünkü 260 dereceye kadar yanmıyor. Ürünlerin hem rengini, hem tadını daha fazla koruyor. 260 dereceye kadar yanmadığı için de bıraktığınız ürünlerin rengini koruyup görselliğini bozmuyor. Yağ çekme olayı da minimuma iniyor. Bana göre bir şefin olmazsa olmazı zeytinyağıdır.

GIDA MÜHENDİSLERİ DİYOR Kİ:

Müthiş bir

antioksidan

Prof. Dr. Sedef Nehir El: Vücudumuzun hızlı yaşlanma belirtilerine sadece beslenme düzenimizle müdahale edebiliriz. Zeytinyağı bu konuda başı çeken bir antioksidan özelliğine sahip. İçeriğinde çok değerli bio-aktif bileşikler var. Cilt sağlığı ve güzelliğini doğrudan etkileyen bileşikler bunlar. Bunların hepsi ‘altın oran’ diyebileceğimiz bir ölçekte bulunuyor. Bu bileşikler aynı zamanda zeytinyağına antioksidan özellik kazandırıyor. Biz insan yaşamında oksijensiz yaşayamıyoruz. Ancak bizi yaşlandıran şey de oksijen. Dokularımıza zarar veriyor. Böyle bir paradoksun içindeyiz. Doğal olarak antioksidan maddeler, oksijenin dokularımıza verdiği zararı onararak hücrelerimizde yarattığı yaşlanma etkilerini geciktirip azaltıyor.

Akdeniz

diyetinin

baş tacı

Serap Akyol: Dünya üzerinde artık daha sağlıklı zayıflatan diyete yönelme var. Akdeniz diyeti bunların başını çekiyor. Tam tahıllar, kuru baklagiller, yağlı tohumlar, deniz ürünlerinden oluşan bu diyet zeytinyağını baş tacı ediyor. En başta zeytinyağının faydalarından dolayı Akdeniz diyeti sağlıklı bir şekilde zayıflamanıza yardımcı oluyor. Aynı zamanda kolesterol değerlerini dengeleyen, damar sertliğini ve plak oluşumlarını önleyen kalp dostu bir diyet. Bunun yanında bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklardan koruyor. Aynı zamanda sağlıklı ve geç yaşlanmayı sağlıyor.

Merdiven altı değil

markalaşmış tüketin

Yrd. Doç. Dr. Fahri Yemişçioğlu: ‘Hangi zeytinyağı?’ sorusunun cevabı, ‘Markalaşmış, yatırımı yapılan’ zeytinyağıdır. Merdiven altı zeytinyağı değildir. Ne şişesi olduğu belli olmayan, ‘Köyden geldi’ diye iddia edilen, markalaşmaya 5 kuruş yatırmamış zeytinyağı değildir. Markalaşma, butik üretim, zeytinyağının hak ettiği değeri veren, dürüst ve düzgün üreticinin yağını tüketirsek eğer sağlık ve lezzet unsurlarından faydalanırız. Ülkemize de yatırım yapmış oluruz. Sağlıklı yağı ancak o zaman tüketmiş oluruz. Zeytinyağı hem faydalı, hem lezizdir. Her alanda halkımızı paniğe sokan kişilerin tek söz söylemediği şey zeytinyağıdır. Zeytinyağı size diğer ürünlerden uzak, stressiz bir hayat da sunar. Çünkü zeytinyağının ‘sağlık’ demek olduğunda birleşilmiştir. Zeytinyağı bir kültürdür, bir yaşam tarzıdır, alışkanlıktır. Sağlığa ve zinde yaşamaya getiren bir alışkanlıktır.