Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

Tüm dünyada, artan gelir düzeyine, uzayan yaşam sürelerine paralel olarak sağlıklı gıdaya talep de hızla artıyor. Bu alanda öne çıkan ürünlerin başında da zeytin ve zeytinyağı geliyor. Türkiye bu açıdan dünyanın en şanslı ülkelerinden biri. İspanya, İtalya ve Yunanistan’ın ardından dünyanın en büyük dördüncü üreticisi.
ALTIN BİR YIL YAŞIYORUZ
İçinde bulunduğumuz 2022-2023 hasat dönemi ise ülkemiz zeytin yetiştiriciliği açısından oldukça özel. Adeta bir ‘altın yıl’ yaşıyoruz. Bu sezon üretim bölgelerinde koşullar genel olarak iyi gitti. Kış dönemi bitkiler ve toprak için soğukluk ihtiyacını karşıladı. Yağış yeterli oldu. Çiçeklenme döneminde olumsuzluk yaşanmaması ve bir önceki yıldan sürgün varlığının iyi olmasının da etkisiyle zeytinde önemli bir artış gözlemlendi. Bazı bölgelerde hasat dönemi öncesinde yağış eksikliği nedeniyle danelerde gelişme yeterli olmasa da, sektör geçen yıl iyi geçen sezonun daha da üstünde bir zeytin rekoltesi bekliyor.
Ülkemizin aksine önemli zeytin ve zeytinyağı üreticisi ülkeler bu yıl bizim kadar şanslı değildi. En büyük üretici ülke olan İspanya, bu yaz Avrupa genelini vuran aşırı sıcaklar nedeniyle çok ciddi bir rekolte kaybı yaşıyor. İtalya’da da yine kuraklık nedeniyle ciddi miktarlarda ürün kaybı söz konusu. Uzmanlar, bu yıl dünya genelindeki zeytinyağı üretiminin yüzde 30 civarında düşeceğini tahmin ediyor. Bu durum her ne kadar dünya ve insanlık adına olumsuz olsa da iyi bir sezon geçiren ülkemizin elini bir hayli kuvvetlendirmiş durumda. İspanya ve İtalya, yaşanan açığı Türk zeytinyağı ile kapatmaya çalışacak. Ancak özellikle bu gibi sezonlarda dökme ihracat yerine ambalajlı ve markalı ihracata ağırlık vermemiz gerektiğini düşünüyorum.
HER ŞEYİN BAŞI EĞİTİM
Uzun vadede markalı ihracatımızı artırmanın yolu kaliteyi yükseltmekten, markalaşmaya yatırım yapmaktan, imajımızı güçlendirmekten geçiyor. Bunun için de önce eğitime ağırlık vermeliyiz. Zeytinyağı kalitesinde tarladaki bakım kadar işletmedeki proses de çok önemli. İşletmedeki zeytinyağı üretim operatörünün zeytinyağının kalitesi üzerinde etkisi büyük. İzmir Ticaret Borsası olarak bu alanda yine bir ilki gerçekleştirerek, yüzde 100 İTB iştiraki olan İZLADAŞ tarafından mesleki yeterlilik kapsamında zeytinyağı üretim operatörü ve zeytinyağı ambalajlama, etiketleme operatörü sınavı açma yetkisi aldık. Böylece özellikle zeytinyağı işletmelerinde çalışan iş gücünü daha donanımlı hale getirerek zeytinyağı kalitesini yükseltmeyi amaçlıyoruz. Çünkü kalite demek daha yüksek fiyat, daha fazla ihracat ve hem üreticimiz, hem tüccarımız, hem de ülkemiz için daha fazla gelir demek.
EGE GASTRONOMİ PROJESİ
Ayrıca, gastronomi ve tarıma dayalı turizm alanında önemli mesafeler kat etmiş ülkeleri inceleyip kendimize yeni bir yol çizmemiz gerekiyor. Tarım ve gastronomi turizmi ülkemiz için ateşleyici güç olarak adeta ona el uzatmamızı bekliyor. İnsanlar artık deneyim yaşama, gittiği coğrafyanın kökenlerine inme, tarımsal ve gastronomik kültürel miraslarını inceleme eğilimindeler. Bu yeni trendin; müthiş coğrafyası, harika iklimi, tarımsal ve hayvansal üretimi, dillere destan lezzetleri, yerel ürünleri, kadim tarihi ve barındırdığı felsefesi ile en çok ülkemizin işine yarayacağını düşünüyorum. Zeytin ve zeytinyağı da bu konuda önemli ürünlerin başında geliyor. Yöresel zeytin ve zeytinyağı tadımları yapmak, zeytin bahçelerindeki güzergâhlarda yürüyüşler, anıt zeytin ağaçlarının ziyaretleri, zeytinyağlı yemeklerin yapımı ve tadımı gibi pek çok konu bu aşamada meraklıları bekliyor. İTB olarak üzerinde titizlikle çalıştığımız ve yakında tüm detaylarını kamuoyuyla paylaşacağımız ‘Ege Gastronomi’ projemizin bu alanda önemli bir açığı kapatmasını ve tüm Türkiye’ye örnek olmasını hedefliyoruz. Ege’nin tüm kentlerini lezzetleriyle birbirine bağlayacak ve çekim merkezi yapacak adımlar atmak için aralıksız çalışıyoruz.
ARALIKSIZ ÇALIŞMALIYIZ
Gastronomi ve gastronomi turizminden söz edince yerel spesifik çeşitlerimiz de giderek daha fazla önem kazanıyor. Kendine has özellikleriyle benzersiz olan zeytin çeşitlerimiz tüm dünyanın ilgisini çekebilir. Yeter ki onları iyi tanıtalım. Doğru çalışmalarla coğrafi işaretli çeşitlerimizin sayısını artıralım. ‘Ege Gastronomi’ projesi çerçevesinde bu konulara da el atmak, destek sağlamak istiyoruz.
Tarımın, tarımla uğraşmanın ne kadar zahmetli olduğunu anlatan çok güzel bir atasözümüz vardır: Ambara girinceye kadar ekin sahibinin değildir. Yani tarımda ve tarıma dayalı sektörlerde sonuç elde etmek için aralıksız çalışmak, hep tetikte olmak gerekir. Çalışırsan da toprak karşılığını fazlasıyla verir. Bu nedenle de, “Bir avuç altının olacağına bir avuç toprağın olsun” denir. Bereketiniz bol olsun!